Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) Evlatlıktan Red

 

 

Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) Nedir?

 

Mirasçılıktan çıkarma – halk arasında bilinen şekliyle “evlatlıktan ret” – Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve miras bırakanın, saklı paylı mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmasına imkân tanıyan bir ölüme bağlı tasarruftur. Bu tasarruf, miras bırakanın iradesiyle gerçekleşir ve doğrudan sonuç doğurur.

Ancak her durumda uygulanabilir bir yöntem değildir. Mirasçılıktan çıkarma, belirli ve sınırlı koşullar altında yapılabilir. Aksi takdirde yapılan işlem geçersiz olur ve çıkarılan kişi mirasçılık sıfatını korur.

 

Hangi Durumlarda Mirasçılıktan Çıkarma Yapılabilir?

 

Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesi uyarınca bir mirasçı, ancak aşağıdaki iki sebepten biri varsa mirastan çıkarılabilir:

  1. Mirasçı, miras bırakan ya da yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse.

  2. Mirasçı, miras bırakana veya ailesine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.

1. Ağır Suç İşlenmesi

Burada geçen "ağır suç" ceza hukuku anlamında ağır ceza kapsamına giren bir suç olmak zorunda değildir. Bu değerlendirme, olayın ağırlığı ve aile bağlarına etkisi açısından hukuk hâkiminin takdirine bırakılmıştır.
Hakim, öncelikle:

  • Fiilin objektif olarak aile bağlarını koparacak nitelikte olup olmadığını,

  • Ve somut olayda subjektif olarak gerçekten bu bağların kopup kopmadığını değerlendirir.

Dolayısıyla yalnızca fiilin varlığı değil, aynı zamanda etkisi de önemlidir.

2. Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüklerin İhlali

Mirasçının sadakat, bakım, gözetim ve yardım gibi yükümlülüklerini önemli ölçüde ihlal etmesi halinde mirasçılıktan çıkarma gündeme gelir.
Ancak burada da yine aile bağlarının gerçekten zarar görmüş olması gerekir. Küçük kusurlar, ihmaller veya geçici sorunlar ıskat nedeni sayılmaz.

 

Iskat (Mirasçılıktan Çıkarma) Geçerli Olmazsa Ne Olur?

 

Mirasçılıktan çıkarma işlemi, ancak TMK m.510’da sayılan geçerli sebeplerle ve usulüne uygun şekilde yapılırsa sonuç doğurur.
Aksi durumda:

  • Sebep belirtilmemişse,

  • Gösterilen sebep gerçeğe aykırıysa,

  • Sebep, kanunun saydığı hallerle örtüşmüyorsa,

  • Miras bırakanın ehliyeti yoksa,
    çıkarma işlemi geçersiz sayılır.

Mirasçılıktan çıkarılan kişi, bu geçersizliği öne sürerek iptal davası açabilir.

 

Mirasçılıktan Çıkarma Nasıl İptal Edilir?

 

Iskat edilen mirasçı, çıkarılma işleminin:

  • Hile, hata veya ikrah sonucu yapıldığını,

  • Miras bırakanın ehliyetinin bulunmadığını,

  • Veya tasarrufun hukuken geçersiz olduğunu öne sürerek, iptal davası açabilir.

Ayrıca TMK m.512 kapsamında mirastan çıkarılan kişi, ıskata dair tasarrufa özel olarak itiraz edebilir. Bu dava, mirastan çıkarılma sebebiyle menfaat elde eden diğer mirasçılar aleyhine açılır.
İddia edilen çıkarma sebebinin oluşumuna miras bırakan kendisi sebep olmuşsa, hâkim çıkarma işlemini geçersiz sayabilir.

 

Iskatın Sonuçları Nelerdir?

 

Mirasçılıktan çıkarılan kişi:

  • Saklı pay dâhil olmak üzere tüm miras hakkını kaybeder.

  • Artık mirasçı sıfatı taşımadığı için:

    • Vasiyetnamenin iptali,

    • Tenkis davası,

    • Muris muvazaası davası,

    • Denkleştirme talepleri gibi mirasçılara özgü davaları da açamaz.

Bu davaları açabilmesi ancak mirasçılıktan çıkarmanın iptaliyle mümkündür.

Eğer çıkarma işlemi usulüne uygun ve haklı nedene dayanıyorsa, iptal davası reddedilir ve kişi mirastan tamamen yoksun kalır. Miras diğer yasal mirasçılar arasında paylaşılır. Hiç mirasçı yoksa tereke devlete geçer.

 

Bir Mirasçı Haksız Yere Çıkarılırsa Ne Yapmalı?

 

Haksız yere mirastan çıkarılan kişi, durumu öğrendikten sonra süresi içinde mahkemeye başvurarak iptal davası açmalıdır.
Bu dava açılmazsa çıkarma işlemi geçerli kabul edilir ve kişinin miras hakkı kaybolur.

Mahkeme, ıskat gerekçesinin yasal olup olmadığını, fiilin ağırlığını, aile bağlarını koparıp koparmadığını tüm delillerle birlikte değerlendirerek karar verir.

 

Sonuç

 

Mirasçılıktan çıkarma ciddi ve sınırlı bir haktır. Her ne kadar miras bırakanın iradesi esas olsa da, bu irade keyfî şekilde uygulanamaz.
İskata ilişkin tasarrufların mutlaka kanundaki şartlara uygun yapılması gerekir. Aksi halde, çıkarılan kişi haklı gerekçelerle eski mirasçılık statüsünü geri kazanabilir.

 

 

 

 

 

Iskat sebeplerinin varlığı hakkında tesbit davası açılamayacağına ilişkin

T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ

Esas:1990-3966 Karar:1990-10175 Karar Tarihi:01.11.1990

(743 S. K. m. 457)

Dava: S. mirasçıları F. Ü. ve ark. ile F. A. arasındaki mirastan ıskat davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hüküm F.A. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Mirastan ıskat ölüme bağlı tasarrufla olur (M.K. m.457). Iskat sebeplerinin varlığı hakkında tesbit davası açılamaz. Çünkü tesbit davası eda davasının öncüsüdür. Davacının ileride açabileceği eda davası bulunmadığına göre tesbit davası da açamaz. Öyle ise davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, 01.11.1990 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 

 

Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Davasında İspat Yükü Diğer Mirasçılardadır

T.C. Yargıtay 2.HUKUK DAİRESİ

Esas:2002-13985 Karar:2002-14916 Karar Tarihi:26.12.2002

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- 4722 sayılı kanunun 1. maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.

Mirastan ıskat edilen kişi artık miras bırakanın mirasçısı sıfatını kazanamaz. Miras bırakan onun miras hissesi üzerinde başka türlü tasarrufta bulunmamışsa terekesi o sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi diğer kanuni mirasçıları arasında paylaştırılır. (MK.m. 458) Iskatın iptaline ilişkin davada ispat külfeti ıskattan istifade eden mirasçıya aittir. (MK. m. 459/2) Davalılar ıskatın doğruluğunu ispatla sorumludurlar

Dava münhasıran ıskatın iptaline ilişkindir. Sağ eş Yaşar hariç murisin çocukları Zülbiye, Hatice, Nuriye ve Satı davayı kabul etmişlerdir. Bu kabulün sağ eş Yaşar'ın miras payına etkisi yoktur. Dava kabul edilmekle ıskat tamamen hükümsüz bırakılmıştır. (MK.m.459/2) Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi. 26.12.2002

 

UYARI VE HATIRLATMA - SORUMSUZLUK BEYANI

Web sitemizde yer alan bu ve benzeri bilgiler öneri, tavsiye veya hukuki mütalaa değildir. Yazarımız veya büromuz bu sitede yer alan çözümlere, bilgilere, metinlere veya yayınlara dayanılmasından, kullanılmasından hareketle zarara uğranmasından dolayı sorumluluk kabul etmez. Hukuki bilgilendirme yazılarımızın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve çoğaltılması halinde tüm yasal haklarımız saklıdır.

 

 

mirasçılıktan çıkarma, mirastan ıskat, mirastan men, mirasçılıktan çıkartma avukat, evlatlıktan red, mirastan çıkarma avukat